29 Haziran 2010 Salı

back to what?

sinir krizi gibi bişey bu duvarları yumruklayasım var. şu ufaklıklar yaramaz olabilio. ayh çok sıkıldım,bunaldım.
bi de başımdaki şu bilinmezlikler. hangi yola gitceimi bilemez hallerim. sevmiorum hiç. iyi ya da kötü her neyse nolcağı belli olsun da biz de ona göre davranalım. şu okula tüh yazılar olsun,nelerle de uğraşıorum aklıma mı gelirdi acaba.

28 Haziran 2010 Pazartesi

kendimi tanımak ?

insan kendini tanıyamazken,başkalarını tanıdığını söylemesi ne tuhaftır. kendi adıma konuşmam gerekirse tam olarak tanımıyorum kendimi. yani nerde ne tepki veririm,hangi durumda kendimi-hangi durumda başkalarını suçlarım kestiremiyorum. kimi zaman bağlı olduğum şeyleri kaybettiğimde üzülmüyorken,kimi zaman bağlı olmadığım şeylerin yok olması derinden etkiliyor beni. sanırım bunun adı dengesizlik. kuzenimle hep konuşurduk bu konuyu. dediği doğru sanırım ben o tatlı dengesizlerdenim yani zararı başkasına dokunmadığı sürece bunu tatlılık sayabiliriz değil mi? :p ben bile kendimi bazı durumlarda çözemezken kimse beni tanıdığını söylemesin o zaman. sürprizlerle doluyum :D
eskiden hislerime çok güvenirdim mesela. eskişehir'e gittikten bikaç ay sonra yokoldu o durum ben de.niyeyse geleceğe dair hiç bişey hissedemez oldum kahin güçlerim elimden alındı. e biraz erken oldu,daha da zamanı vardı gitmesinin,kalsaydı fena mı olurdu.?
ayh bi de kendimde anlayamadığım olaylardan biri. evde yalnızım oturuorum içime bi sıkıntıdır basıo da gitmio. gidermek için kafama dağıtmaya ya da yakın arkadaşlarımla takılmaya ihtiyacım var. bunu biliyorum yakın arkadaşlarımla takılıyorum da o ortamdayken yalnız hissetmek de neyin nesi? etraftaki sesler boş ve gürültüden ibaret oluo o anlarda benim için. sonra onlardan uzaklaşıp yine yalnız kalıorm. zaten yalnız olmamak için evden çıkmamış mıydım ben? neden-sonuç ilşkisi bağlanamadı. hata verdim.. :D
tuhafım çözemiyorum ve sanırım buna kendim izin vermiyorum! ne demekse..

ee merhabalar o zaman ..

öncelikle şunu belirtmem gerekir ki yaptığım çoğu iş gibi blog açmam da birden oluşmuş bi fikir. nerden,nasıl geldi bu konuda pek bi fikrim yok gerçi. evet pek hoşlanmadığım bi huyum bu birden karar vermek ve düşünmeden onları hayata geçirmek gibi tuhaf bi özelliğim var umarım kötü sonuçlarıyla karşılaşmam dicem de biriyle karşılaştım bile. eee bu konuya girmesem daha iyi olabilir. dakika 1 gol 1 olmasın o da bana kalsın :p
hee blog açmamı anlatıodum ben aslında. nedendir bilmiorum kendimi bildim bileli yazdıklarımı başkalarına okutmaktan pek hoşlanmam. nedenini bilmiorum dedim ama bi kaç teorim var bu konuda. çoğu ailede vardır bu yanlış: küçüklere fikirlerini,duygularını açıklama fırsatı vermezler. kendileri büyüktürler ya, tecrübeleri falan vardır, herşeyi en iyi kendi bilirler, ufacıcık çocuk ne bilebilir ki? evet ufacıcık çocuk yetişkin dünyasına dair bişeyler göremez belki ama onun kendi dünyası vardır ve onun gördüklerini de yetişkinler göremez. sanırım etrafımdaki yetişkinlerin çoğu bunun farkında değil. bu yaşıma gelmiş olmama kendimce belli-başlı düşüncelere sahip olmama rağmen yazdıklarımı anneme hala okutmuş değilim mesela. ya da yazdığım -bence çok derin olan- şeyleri okuyan sayısı 1 ya da 2 dir. çocukluktan kazanılmış bi bağışıklık sanırım.. şimdi de taşıyamayacağım yükler yığmaya çalışıolar sırtıma. buna alışkanlığım yok ya da kaybettim, bi yerlerde unuttum ne biliyim ama istedikleri ben de yok buna eminim. neyse fazla uzatmaya gerek yok sanırım. bunu açmamın bi amacı var elbette. kendimi gizlemeyi, duygu ve düşüncelerimin çoğunu kendime saklamayı tamamen değil ama biraz aşmalıyım sanırım. tamamen aşarsam benim bi önemim kalmaz gibi hissediorum. çünkü insanın kendisine saklıyacak bişeyleri hep olmalı bu hayatta.
vatana millete hayırlı olsun. :p