21 Ağustos 2011 Pazar

zaman...

insanın kendi anılarını yırtıp atması ne kadar acı aslında. insanın geçmişini sadece zihnindekilerle hatırlaması ve zihnindeki bi sürü boşluğu doldurmaya çalışması. doğruyu ve yanlışı zamanla anlıyoruz değil mi? doğruyu ve yanlışı unutturan da zaman yine. o çok güvendiğimiz zaman kavramına güvenmemeyi öğrenmektir en iyisi belki de.

7 Ağustos 2011 Pazar

kendime yalan söyleyip sonra da kısmen inanıyorum onlara, ne saçmalık. istediğim hayatı yaşadığım yok ve ben cidden çok yoruldum. yaşayacak bi mutluluğum yok gibi geliyor bu günlerde. durmadan sigara içiyorum, elimden düşürmüyorum. kendimi kaybettiğimi farkediyorum. artık ben ben değilim sanki. uzaklaşmış, bunalıklaşmış bi haldeyim. evde kimse olmasın, telefonumu kapıyım ve günlerce yatağımdan çıkmıyım. hiç bi şey yaşamak istemiyorum. belki de aslında yaşamak istemiyorumdur artık. belki de mutluluk benden uzaklaşalı çok olmuştur. koşup yakalamaya halim yok. bıraktım böyle kalsın.
o mutluluk denilen şey yoktur belki de. belki de, belki de.. hayatım hep belkilerde. fal bakıcak bi dileğim bile kalmadı artık. geleceğe ve hayata en gardı düşmüş durumdayım bugünlerde. iyi olacağımı düşünmüyorum. burda ne işim var bilmiyorum, aslında var olmamam gerekirdi. hiç bi yere aitim ve öyle bi yer de yok. çoğu zaman bişeyler düşünen beynimi artık boş boş takılırken yakalıyorum. böylesi iyi mi kötü mü onu da bilmiyorum.

2 Ağustos 2011 Salı

ben o yazlık çantamda taşıdım yaşadıklarımı da yaşamadıklarımı da, o yırtılıp kendini bitirinceye kadar. evet yaz-kış onu taktım ve hayat alışverişi yaptım kendime. kimi zaman yararlı, kimi zaman zararlı, kimi zaman da hiç bi boka yaramayan tecrübeler edindim. düşman edindim, dost edindim, önemsiz insanlar aldım-sonra onları kustum. hep manasız gelmişti tüm yaşadıklarım ama yaptıklarım kendimi kurtarmak için gerekli adımlardı bana göre. kimseden özür dilemem bu konuda, beni günahsız kılmalarına da ihtiyacım yok. yapmak istediğimi yaptım, yaşamak istediğimi yaşadım hepsi bu. zaten yaşamak için fazla zamanım da yok gibi. genç öleceğimi hissediyorum.